İzmir OSGB hizmetleri olarak, firmanızın iş sağlığı ve güvenliği taleplerine cevap verecek tüm isg hizmetleri ile her zaman yanınızda olmaya devam ediyor.

İzmir OSGB Hizmetleri

İzmir OSGB, bünyesinde bulundurduğu nitelikli profesyoneller ile her zaman yanınızda olmayı sürdürüyor. Çalışan, çalışma koşulları, çevre ve insan duyarlılığı, ürün ve hizmet standartlarıyla bir bütündür. Bu bütünün sürdürülebilir olmasının arkasında insana ve insan sağlığına verilen önem yatmaktadır. İş sağlığı ve güvenliğini sağlamak hem insani bir zorunluluk, hem de yasal bir yükümlülüktür. İş sağlığı ve güvenliğini sağlayarak iş kazalarını önlemek, oluşan kayıpları ödemekten daha kolay ve daha insancıl bir yaklaşımdır.

İzmir OSGB olarak hizmetlerimiz;

  • İş güvenliği uzmanlığı hizmeti
  • İşyeri hekimliği hizmeti
  • Personel sağlık taramaları
  • İSG Eğitimleri
  • Risk analizleri
  • Ortam ölçümleri
  • Acil Durum Planları
  • Patlayıcı Döküman hazırlama

İzmir OSGB hizmet bölgeleri

İzmir OSGB olarak, İş Sağlığı ve Güvenliği ve OSGB hizmetlerini başta İzmir olmak üzere, Manisa, Uşak, Aydın, Denizli, Kütahya ve Balıkesir’in tüm bölgelerinde sunmaktayız. İş Sağlığı ve Güvenliği alanında sektörün lider firması olarak bu iş kolunda da bölgenin en önemli firmalarıyla çalışmaktadır.

İzmir OSGB hizmetleri talep formu

İzmir iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde, şirketlerin kapasite ve sunduğu hizmet çeşitliliklerini inceleyerek etkin çözümler sunuyoruz. İş güvenliği Uzmanı, İşyeri Hekimliği, İlk Yardım eğitimi, Yangın Eğitimi ve Diğer OSGB hizmetleri ve online eğitimler için teklif talep formunu doldurabilirsiniz.
[NEXForms id=”1″]

İzmir OSGB Hakkında

İş kazaları ve meslek hastalıkları risklerini önlemek amacıyla tehlike ve risk analizi çalışmalarını işletme esaslarını ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak gerçekleştiriyoruz. Birlik OSGB’de bulunan alanında uzman ve nitelikli iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimlerimiz ve DSP’lerimiz ile işyerlerinin yanında olmaktan mutluluk duyuyoruz. İzmir OSGB den talep edeceğiniz İş Sağlığı ve Güvenliği hizmetleri için lütfen tıklayınız.

Vizyonumuz

Kamu ve özel sektördeki tüm firma ve kuruluşlara Hastane dışı sağlık ve İş Güvenliği sektöründeki tüm hizmetleri teker teker ve birbirini tamamlayan bir bütünlük içindeki ürünler ile giderek derinleşen ve çeşitlenen bir anlayış ile sunmak.

Misyonumuz

Misyonumuz; kamu ve özel sektördeki tüm firma ve kuruluşlara hastane dışı sağlık ve İş Güvenliği sektöründeki tüm hizmetleri teker teker ve birbirini tamamlayan bir bütünlük içindeki ürünler ile giderek derinleşen ve çeşitlenen bir anlayış ile sunmak. Bu doğrultuda tüm taleplerinizi karşılamak için her zaman yanınızda olduğumuzu bilmenizi istiyoruz.

Neden İş Sağlığı ve Güvenliği

Dünyada, özellikle gelişmiş ülkelerde İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda gözlenen gelişmeleri yakınen takip eden birisi olarak, eğitimin en önemli etken olduğunu görmekteyiz. İş kazalarının neden olduğu maddi ve manevi kayıpların azaltılabilmesi için iş sağlığı ve güvenliğine yönelik eğitimlere gereken önemin verilmesi zorunludur. İş güvenliğini sağlama amacına, bilimsel araştırmaya dayalı planlı çalışmalar sonucunda geliştirilen güvenlik önlemleri ile ulaşılabileceği unutulmamalıdır.

İş Sağlığı ve Güvenliği maalesef toplumumuz tarafından tam anlamıyla maalesef benimsenemedi. Aslında, İş sağlığı ve güvenliğini sağlamak hem  insani bir zorunluluk, hem de yasal bir yükümlülüktür. İş sağlığı ve güvenliğini sağlayarak iş kazalarını önlemek, oluşan kayıpları ödemekten daha kolay ve daha insancıl bir yaklaşımdır.

 

İş Sağlığı ve Güvenliği neden önemlidir?

Çalışma hakkı ile sağlık hakkı bu alanda birbirlerini tamamlayan iki temel haktır. Çalışma, sağlığı bozmamalıdır. Bu nedenle çalışırken sağlığın korunması çalışma yaşamının odağında yer almaktadır. İzmir OSGB olarak çalışan ve çalışma koşullarına büyük önem vermekteyiz.

Bu nedenle insan haklarına ilişkin temel hukuki kaynaklarda, anayasalarda sağlık ve çalışma hakkı birbirini dışlamayacak şekilde düzenlenmiştir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 23. Maddesine göre, “Herkesin çalışma, işini serbestçe seçme, adaletli ve elverişli koşullarda çalışma ve işsizliğe karşı korunma hakkı vardır.”Anayasası’nın 56. Maddesi de herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu belirterek, herkesin yaşamını beden ve ruh sağlığını yitirmeden sürdürmesinin sağlanmasının devletin bir görevi olduğu hükmünü getirmiştir.

Çalışma yaşamında çalışanın beden ve ruh sağlığını korumaya dönük yasal düzenlemelerin çok önemli bir bölümü, aksinin taraflarca kararlaştırılması olanaklı olmayan emredici düzenlemelerden oluşmuştur.

Hukuki alanda yaşanan bu gelişmeler çalışma ortamının insan yaşamını tehdit ettiği gerçeğini değiştirmeye yetmemiştir. İş sağlığı ve güvenliği hükümlerine birer maliyet kalemi olarak bakma anlayışı bugün de sürmektedir. Bugün de maliyet kaygısına insan yaşamı feda edilebilmekte, işveren çevreleri her sosyal ilerlemeye maliyet kaygısıyla, üstelik de daha da ısrarlı bir şekilde karşı çıkmaya devam etmektedirler. İzmir OSGB olarak hem işveren, hem çalışan için tüm isg standartlarını yerine getirmeyi taahhüt etmekteyiz.

Bugün de küreselleşmeye gönderme yaparak ele alınan her yazıda, küreselleşmenin rekabeti ön plana çıkardığı, rekabeti ise ürün çeşitliliği, kalite ve ucuzluk eksenine oturarak, kendisini dayattığını ileri sürülmekte, sosyal korumanın somut ifadesi olan tüm koruyucu mevzuat “Esneklik” başlığı altında yeniden sorgulanmaktadır.

Oysa çalışma ortamının çalışanın sağlığını tehdit etmeyecek şekilde var edilmesinin sermayedar açısından bir yükümlülük haline gelmesi, bu yükümlülüğe aykırı davranmanın hukuki ve cezai yaptırımlara bağlanması, uzun hak mücadeleleri sonucu gelinen bir aşamadır

Emek sermaye ilişkilerinin tarihsel gelişimi, kavramların önemli olduğunu her zaman göstermiştir. İşçinin korunmasına ilişkin yasal düzenlemelerde, işçiler aleyhine değişiklik yapılması istenirken kullanılan kavramların tarafsızlaştırılmasına, sınıfsal içeriğinden arındırılmış olmasına özen gösterilmiştir. İşçiler aleyhine yapılan değişiklik istemi, hemen herkesin üzerinde uzlaşacağı pozitif kavramlar üzerinden dile getirilmiştir.

Türkiye’de İş Sağlığı ve Güvenliği

Türkiye’de yüzbinin üzerinde meslek hastalığı yakalamamız gerekirken, Sosyal Güvenlik Kurumu istatistiklerine yansıyan rakamlar her yıl maalesef birkaç yüzü geçememektedir. Türkiye İstatistik Kurumu, ülkemizde yılda dokuzyüz binin üzerinde meslek hastalığı ve işle ilgili hastalık ve yaralanma olduğunu ifade etmektedir. SGK rakamlarının düşüklüğü biraz da istatistik yöntemi hatasından kaynaklanmaktadır ama yine de meslek hastalıklarımızı tanıma konusunda başarılı olduğumuz söylenemez. Yani, hem çalışanlarımızı meslek hastalıklarından koruyamıyor, hem de meslek hastalıklarını saptayamıyoruz.

Toplumun hemen her kesimini derinden etkileyen bu önemli sorunun sosyal ve yasal boyutlarıyla birlikte ele alınıp, çözümlenmesi gerekir. Meslek hastalıklarını tanımak ve önlemek sosyal devletin ve tüm ilgililerin vicdani bir sorumluluğudur. Çalışanın sağlıklı olma hakkına saygının gereğidir. Tanınmayan meslek hastalığı, haksız kazanç nedenidir, genel sağlık sigortasına ve topluma yüktür. Bildirimi zorunlu olan meslek hastalıkları, yasal tanı almadıkça, meslek hastalığı sayılmazlar.

Meslek hastalıklarını tanımanın ilk şartı, hastanın mesleğiyle ilgili sorgulamadır. Bu da “Ne iş yapıyorsunuz ?” sorusuyla başlar. İş sağlığı disiplininin babası sayılan İtalyan hekim Bernardino Ramazzini (1633-1714)’nin şu veciz sözleri, bugün maalesef hala geçerliliğini korumaktadır; “Hayret ve tereddüt ediyorum. Acaba, ilaç ve sinameki kokan muayenehane ve eczanelerde oturan bu azametli ve şık görüntülü doktorların burnuna işyerlerindeki pis kokulu şeyleri mi soksam, yoksa onları bu çukurları görmeye mi davet etsem?”